Yaşlı nüfus 30 yıl sonra 3 kat artacak

Yaşlı nüfus 30 yıl sonra 3 kat artacak

Türkiye’nin Güney Kore’den sonra en fazla yaşlı nüfusa sahip ikinci ülke olduğunu belirten Hayat Boyu Hayat Dolu Derneği Kurucu Başkanı Çağla Aktaş Aytöre, 2050’de dünya çapında yaklaşık 2 milyar insanın 65 yaş üzerinde olacağını belirtti.

Demans hastalığı ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla Almanya’da geliştirilen ‘Demans Simülatörü’, Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen bir etkinlikte Türk öğrencilerin deneyimine sunuldu. Öğrenciler, simülasyon aracılığıyla demans hastalarının günlük yaşam aktivitelerini yaparken neler yaşadıklarını ve nasıl hissettiklerini anlama fırsatı yakaladı. 18-24 Mart Yaşlılara Saygı haftası öncesi Bahçeşehir Üniversitesi ve Hayat Boyu Hayat Dolu Derneği tarafından üniversite öğrencilerine gerçekleştirilen etkinlik öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi.

“TÜRKİYE’DE ÇOK HIZLI YAŞLANAN BİR SÜRECE GİRDİ”

“Dünyanın saçları ağarmaya başladı” diyen Çağla Aktaş Aytöre, “Artık iyice yaşlanan bir dünyaya doğru gidiyoruz. Hatta öyle bir dünyadayız ki ilk defa dünya tarihinde yaşlı nüfus genç nüfusu geçecek. 2050’ye yaklaştığımızda dünya çapında yaklaşık 2 milyar insan 65 yaş üzerinde olacak. Dolayısıyla çok yaşlı bir dünya bizi bekliyor. Aynı şekilde Türkiye’de çok hızlı yaşlanan bir sürece girdi. Demografik süreci çok hızlı yaşayan ülkeler arasındayız. Avrupa çoktan yaşlı ülkeler sınıfına girdi. Biz genç bir nüfusa sahibiz ama hala yaşlanan nüfusumuz gittikçe çoğalıyor. 2018 verilerine göre Türkiye’de 65 yaş üstü nüfus oranı yüzde 8.8 olarak biliniyor. Biz bu orana 2020’lerde ulaşmayı düşünüyorduk. Fakat veriler bunun aksini gösterdi. Beklediğimizden çok daha hızlı yaşlanma sürecine girmiş olduk. Türkiye Güney Kore’den sonra dünyanın en hızlı yaşlanan ikinci ülkesi konumunda” diye konuştu.

DEMANS SİMÜLATÖRÜNÜ TÜRKİYE’YE GETİRDİK

Yaşlılığın bir yaşam evresi olduğuna dikkat çeken Aytöre, demans gibi rahatsızlıkları da sıkça görülebileceğini ifade etti. Aytöre şöyle devam etti:

“Hepimiz doğal bir süreçten geçiyoruz. Yaşlılık hepimizin yaşam evresi. Artık anneanne ve büyük dedelerimize göre 35 yaş daha fazla uzun ömürlü olacağız. Bu nedenle yaşlılık yıllarımızı çok daha fazla yaşayan bir nesil olmaya doğru gidiyoruz. Demans yaşlı hastalığı değil. 30’lu 40’lı yaşlarında demansa yakalanan kişiler var. Yaşlandığımız zaman demans olma olasılığımız daha da artıyor. Yaşlı hastalığı olarak bilsek de daha genç yaştaki kişileri de etkileyebiliyor. Demans hayatımızın bir parçası olacak. İleri yaşlarda bu semptomları yaşayan nüfus gittikçe artacak. Demansın en sık görülen tipi alzahimerde vakalar gittikçe artıyor. Biz hayatımızda demanslı bireylerle mutlaka karşılaşacağız. Bir farkındalık yaratmamız lazım. Şimdiden önlemimizi almamız gerekiyor. Biz de bu nedenle dernek olarak demans simülatörünü Türkiye’ye getirdik. Bu Almanya’da uzman bir ekip tarafından geliştirildi. Dernek olarak bunun eğitimini Almanya’da aldık. Türkiye’de uygulamasını yapıyoruz. Özellikle üniversiteler, özel kurumlar ve gençlerle bunu yapmaya çalışıyoruz.”

“AKTİF YAŞAMLA YAŞLANMANIN ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ”

Simülatörün demanslı bir bireyin iç dünyasına ön plana çıkardığını ifade eden Çağla Aktaş Aytöre, “Bir kişi demanslı bir bireyin yaşadığı zorluk ve sıkıntıların ne olduğunu deneyimleyerek simülasyon aracılığıyla tecrübe edebiliyor. Bu nedenden dolayı empati oluşturuyoruz. Empati oluşturarak o kişinin dünyasının ne kadar zor olduğunu onların farkına varmamız gerektiğini, onları ancak anlayabilirsek onlara yardımcı olabileceğimizi görmüş oluruz. Hayatımıza aktif yaşlanma diye bir terim girdi. Bu hayatımıza her anlamda devam etmek demek. Yaşlı deyince köşesine oturmuş tamamen hayattan kopmuş bireyler aklımıza geliyor. Bunu yapmamamız lazım. Hayata aktif bir şekilde katılmaya devam etmeliyiz. Hayatta bir amaç ve gayemiz olmalı. İlk başta beynimizi aktif tutmamız gerekiyor. Daha sonra egzersizle bedenimizi aktif tutmalıyız” uyarısında bulundu.

Simülasyonu değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi Sevgi Çimir, “Öğle yemeğini deneyimledim. Yapamadığım için kendimi çok beceriksiz hissettim, strese girdim, empati kurdum ve kendimi kötü hissettim. Gerçekten çok faydalı bir deneyimdi. Demans hastalarını çok iyi anlayabildim. Yaşadıkları çok zor bir duygu” dedi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN